Şumnu (Shumen)
Şumnu ( Şumen), Bulgaristan'ın kuzeydoğusunda, Deliorman bölgesinde bulunan il (oblast) ve bu ilin merkezi olan şehirdir.
Şumnu adının kökeni hakkında pek çok rivayet vardır, değişik kaynaklarda değişik teoriler ileri sürülmektedir. Bunlardan birisi 7. yüzyılda bu bölgede yaşayan "Şu" adlı bir Türkmen derebeyinin buraya kendi adını verdiğidir. Bir diğeri, Bulgar Hanı Simeon'un şehre bu adı verdiği; bir diğeri de Bulgar Hanı'nın şehrin kurulduğu yerin zengin doğal yapısından meydana gelen orman ve hayvan gürültüsünden dolayı şehre Bulgarca'da "gürültülü" anlamına gelen "Şumen" adını verdiğidir.
Osmanlı Devleti zamanında, ordu karargahlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu, zamanla Türklerin Türkiye'ye göçmesiyle nüfusunun çok büyük kısmını kaybetmiştir. Yeşil bir dağ yamacının eteğinde kurulan Şumnu'nun sosyalizm döneminde büyük zarar gören eski mahallelerde hala bazı tarihi binalar ve evler korunmaktadır. Çömlekçi, Kılyak (Grivica) mahallelerin yakınında olan eski şehir merkezi de sonradan biraz güneye kaydırılmıştır. Eski merkezinde hala çok sayıda Türk oturmaktadır, köylerden göç eden Türkler de genellikle bu mahallelere yakın yerleşmektedir. Ayrıca eski Ermeni mahallesi, eski Yahudi mahallesi de bu bölgededir.
Şumnu, 1389 yılında Çandarlı Ali Paşa tarafından Osmanlı toprağına katılan, stratejik önemi olan ve Osmanlı İmparatorluğu'na askeri üs ve doğal kale görevi yapmış bir şehirdir. 1810 yılında Osmanlı-Rus savaşlarında Ruslar 50.000 ölü vererek savaşı kaybetmişlerdir. Şehirde tarihi Tombul bir diğer adıyla Şerif Halil Paşa camisi de bulunmaktadır. Bu cami Balkanlar yarımadasında Hristiyan bir ülkedeki en büyük ikinci camidir. Dilimize de yerleşmiş olan, babanın oğluna "Ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" deyimi bu caminin önünde yaşanan bir olaydan kalmıştır.
Şumnu adının kökeni hakkında pek çok rivayet vardır, değişik kaynaklarda değişik teoriler ileri sürülmektedir. Bunlardan birisi 7. yüzyılda bu bölgede yaşayan "Şu" adlı bir Türkmen derebeyinin buraya kendi adını verdiğidir. Bir diğeri, Bulgar Hanı Simeon'un şehre bu adı verdiği; bir diğeri de Bulgar Hanı'nın şehrin kurulduğu yerin zengin doğal yapısından meydana gelen orman ve hayvan gürültüsünden dolayı şehre Bulgarca'da "gürültülü" anlamına gelen "Şumen" adını verdiğidir.
Osmanlı Devleti zamanında, ordu karargahlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu, zamanla Türklerin Türkiye'ye göçmesiyle nüfusunun çok büyük kısmını kaybetmiştir. Yeşil bir dağ yamacının eteğinde kurulan Şumnu'nun sosyalizm döneminde büyük zarar gören eski mahallelerde hala bazı tarihi binalar ve evler korunmaktadır. Çömlekçi, Kılyak (Grivica) mahallelerin yakınında olan eski şehir merkezi de sonradan biraz güneye kaydırılmıştır. Eski merkezinde hala çok sayıda Türk oturmaktadır, köylerden göç eden Türkler de genellikle bu mahallelere yakın yerleşmektedir. Ayrıca eski Ermeni mahallesi, eski Yahudi mahallesi de bu bölgededir.
Şumnu, 1389 yılında Çandarlı Ali Paşa tarafından Osmanlı toprağına katılan, stratejik önemi olan ve Osmanlı İmparatorluğu'na askeri üs ve doğal kale görevi yapmış bir şehirdir. 1810 yılında Osmanlı-Rus savaşlarında Ruslar 50.000 ölü vererek savaşı kaybetmişlerdir. Şehirde tarihi Tombul bir diğer adıyla Şerif Halil Paşa camisi de bulunmaktadır. Bu cami Balkanlar yarımadasında Hristiyan bir ülkedeki en büyük ikinci camidir. Dilimize de yerleşmiş olan, babanın oğluna "Ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" deyimi bu caminin önünde yaşanan bir olaydan kalmıştır.